Haberturk'ten Çin'e doğru

Sevgili Dostlar,

Uzun bir izin döneminden sonra tekrar merhaba. Haberturk Gazetesi'nde bir yıldır suren gazetecilik macerama bundan boyle Çin Uluslararası Radyosu'nda devam edeceğim. 8 Şubat itibariyle Pekin'in havasını soluyup, başta enerji ve çevre konuları olmak üzere, bu yeni dünyadaki izlenimleri sizlerle paylaşmayı deneyeceğim. 

Bu vesileyle, bugüne kadar bu bağımsız iletişim kanalına verdiğiniz destek için teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

Saygı ve sevgilerimle,

Özgür Gürbüz

Su boşa akmaz!

Geçtiğimiz hafta sonu kurulan "Türkiye Su Meclisi"nin açıklamasını ilginize sunuyorum.

Türkiye’de uygulanan su politikalarının mağdur ettiği insanlar 16-17 Ocak 2010’da Rize İkizdere’de düzenledikleri ilk genel kurul toplantısında Türkiye Su Meclisi’ni kurdu. Türkiye’nin 81 ilinden gelen katılımcılarla gerçekleştirilen Türkiye Su Meclisi’nin Genel Kurulu’nda Yürütme Kurulu Üyeliği’ne Artvin’den Bedrettin Kalın, Muğla’dan Berna Babaoğlu Ulutaş, Çanakkale’den Güneşin Oya Aydemir, İstanbul’dan Güven Eken, Antalya’dan Hediye Gündüz, Rize’den Kadem Ekşi, İstanbul’dan Ümit Gürses, Konya’dan Pervin Çoban ve Zonguldak’tan Yakup Okumuşoğlu seçildi.

Suyla ilgili yanlış uygulamaları engelleyerek suyun akılcı kullanımını sağlamak amacı ile çalışacak Türkiye Su Meclisi, bilimsellik ve gerçeklikten uzak “su boşa akar” düşüncesine karşın doğada tek damla suyun bir boşa akmadığı gerçeğinin savunucusu olacak.

Türkiye’nin dört bir yanında yürütülen mücadeleleri ulusal ve uluslar arası ölçeğe taşıyacak olan Türkiye Su Meclisi, yeni bir su çerçeve yasasının hazırlanması, Elektrik Piyasası Kanunu’nda tadilat yapılması, DSİ Teşkilat ve Vazifeleri Kanunu’nun değiştirilmesi ve suyun ekolojik etki ve katkısını esas alan entegre havza planlaması yapılmadan uygulamaya sokulmuş tüm projelerin durdurulması için çalışacak.

Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Güven Eken, “Şu anda şirketler yaşamın kaynağı, can damarı olan dere ve nehirlerimize hiçbir planlama yapmadan ve kural tanımadan dilediği gibi inşaat yapıyor. Bunun adı kelimenin tam anlamıyla dere soykırımdır. Türkiye Su Meclisi bu soykırımın ve suyun doğadaki döngüsünü parçalayan her türlü müdahalenin önüne geçmek için kuruldu” dedi.

Genel Kurul sonucunda bir manifesto açıklayan Türkiye Su Meclisi’nin manifestosunda şu görüşlere yer verildi:
  • Doğa kendi başına vardır ve insan doğanın sadece bir parçasıdır.
  • Doğa bir nesne değildir. Kendi kadim kuralları doğrultusunda, değerli bir işleyişe sahiptir.
  • Doğa ticari bir mal haline getirilemez.
  • Su yalnızca doğaya aittir ve onun ayrılmaz bir parçasıdır.
  • Su bulunduğu havzaya aittir. Doğal bir varlıktır, kaynak değildir.
  • Su kendini ancak akarak var edebilir ve doğada tek bir damla su bile boşa akmaz. -Suyun özelleştirilmesi ve suya efendi atanması kabul edilemez.
  • Sürdürülebilir kalkınma, koruma, kullanma dengesi gibi ilkeler doğanın sömürülmesi için gerekçe gösterilemez.
  • Yaşamın yegane kaynağı olan doğanın “Çevre” diye tanımlanarak hayatın dışına çıkarılması kabul edilemez.
SU BOŞA AKMAZ!

Türkiye Su Meclisi kuruluyor

Türkiye'nin dört bir yanından yapılmakta olan baraj projelerine, suyun özelleştirilmesine ve yanlış yönetilmesine tepkiler yağıyor. Hasankaeyf ve Munzur'da büyük ve seri baraj projeleri, Karadeniz'in hemen her yerinde inşaatı süren irili ufaklı HES'ler (Hidro elektrik santral) ekolojik dengeyi, doğa turizmini ve kültürel çevreyi tehdit ediyor.

Özgür Gürbüz / 15 Ocak 2009

HES sorunun yerel değil ülkenin enerji politikalarıyla birebir bağlantılı olduğunu gören sivil toplum kuruluşları ve duyarlı bireyler, kökten bir çözüm ve güçlerini birleşitrmek için 16-17 Ocak tarihleri arasında Rize İkizdere'de bir "Su Meclisi"inin kurulmasını için biraraya geliyor. İlk genel kurul toplantısı, Türkiye'nin su politikalarından dertli olan herkese açık. Toplantı çağrısı yapan Geçici Yürütme Kurulu*, Türkiye Su Meclisi’nin çalışmalarını yürütürken gözeteceği ilkeleri ise şöyle belirledi:

  • Suyun döngüsünün bozulmasına neden olan tüm yanlış faaliyetler, insanlık için bir tehdittir.
  • Su, doğanın kendisine aittir, ticari amaçla alınıp satılamaz, mülkiyete konu edilemez, bulunduğu alandan başka bir yere taşınamaz, fiziksel karakteri, doğal yatağı değiştirilemez.
  • Suyun yönetiminde çevresel, ekonomik, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlik dikkate alınmalıdır.
  • Suyun yönetimi, yaşamları doğrudan su döngüsüne bağlı olan insanların da temsil edildiği, kanunla yetkilendirilmiş ulusal bir komisyon ile sağlanır.
Türkiye Su Meclisi’nin 16-17 Ocak 2010 tarihleri arasında Rize İkizdere’de gerçekleşecek ilk Genel Kurul Toplantısı, su için mücadele eden herkesin katkısına açık. Katılım için başvurular www.turkiyesumeclisi.net adresinden yapılabiliyor.

*Geçici Yürütme Kurulu, yalnızca meclisin kuruluş çağrısını yapmak üzere bir araya gelmiştir ve aşağıdaki kişi ve kurumlardan oluşmaktadır: Av. Yakup Okumuşoğlu, Doğa Derneği, Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi, İkizdere Derneği, Macahel Vakfı, TEMA Vakfı