Yatağan’da yaşamak Köprü'den daha riskli

Obama’ya Boğaz Köprüsü’ne pankart asarak 64 metre yükseklikten “Barış için iklimi kurtar” çağrısı yapan eylemciler, köprüye çıkmaktan değil iklim değişikliğinin sonuçlarından korkuyorlar.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 9 Nisan 2009 *
Fotoğraf: Serdar Çelik - Greenpeace

Pazartesi günü üç ayrı dilde üç ayrı pankartla ABD Başkanı Obama’ya anlamlı bir mesaj gönderen Greenpeace (Yeşilbarış) eylemcileri 14 saat gözaltında tutulduktan sonra salıverildi. Dördü kendilerini iplerle yerden 64 metre yükseklikteki köprüden aşağıya bıraktı, 14 tanesi ise kendilerini köprüye zincirledi. 10 yıldır Greenpeace’de gönüllü olan Gözde Baykara, köprüden geçen araçlardan kendilerine alkış ve kornalarla yapılan destekten bahsediyor. O sırada ipin ucunda pankart açmakla meşgul olan Mevlüt Yaman, Oğuzhan Yılmaz ve Özay Özer ise bu destekten pek haberdar değilmiş. Onlar için köprüden aşağıya sarkmak çok da korkulacak bir şey değil. “Orada ben ne yaptığımı biliyorum. Hakim olduğum bir konuda çalışıyorum” diyor Oğuzhan. Tek sorunun zamanla yarışmak olduğunu belirten Mevlüt, “Polisin geldiğini görüyorsun, uygulanan şiddetle başediyorsun” diye konuşuyor ve öncelikle emniyete önem verdiklerini o koşulu sağlamadan işe koyulmadıklarını özellikle belirtiyor. Özay ise ekliyor: “Yatağan termik santralinin yanında yaşamak köprüye çıkmaktan daha tehlikeli”.

Greenpeace’in çok merak edilen tırmanışçılarının çoğu dağcılıkla ya da sporla haşır neşir olmuş ve bu konuda eğitim almış kişiler. Özay, çevre alanında sosyoloji yüksek lisansı yapıyor ve endüstriyel tırmanışla uğraşıyor. Gözde işin mühendislik tarafına ısınamadığı için son sınıftayken çevre mühendisliğini bırakmış. Fotoğraf karemize sığdıramadığımız Cihan ise hukuk fakültesinde son sınıfta. Oğuzhan Aikido hocası ve Mevlüt’te spor bilimlerinde okumuş. Kimi karada iyi kimi denizde anlayacağınız. Onları Greenpeace’e çeken ise eylemlerden çok Greenpeace’in söylemleri olmuş. Şiddet karşıtı duruşu, eylemlerde sivil itaatsizlik ve doğrudan eylemi seçmesi ve tabi ki çevre için yaptıkları çalışmalar.

İklim değişikliği ve nükleer enerji hemen hemen hepsi için Türkiye’nin en öncelikli sorunları arasında yer alıyor. Sorunların çözümü için “Batının eski teknolojilerini transfer etmeyi durdurmak lazım” diyen Özay’ın çağrısına, Mevlüt’ün desteği, “İnsanın toprakla bağı kopmuş durumda, bu ilişkiyi yeniden kurmak lazım” yönünde oluyor. Eylemde hedef aldıkları Obama hakkında ise olumlu düşünceler hakim. İklim konusunda söyledikleri cazip. “Obama’ya inanmak istiyorum” diyorlar ama öncelikle yıl sonunda Kopenhag’ta yapılacak iklim görüşmelerinde Obama’nın sınavı geçmesi lazım.

***
Mini Yeşil-Anket
Greenpeace yerel seçimlerden önce belediye başkanlarından temiz enerji sözü almıştı. Eylemcilere bulundukları kentte belediye başkanı olsaydınız ilk ne yapardınız diye sorduk.

Özay (Eskişehir) Bisiklet yollarının geliştirir, yeşil mimari örneklerini arttırırdım.

Gözde (İstanbul) Toplu taşıma ücretlerini düşürürdüm.

Oğuzhan (Ankara) Şehir merkezindeki araç trafiğini azaltır yayalara açardım.

Mevlüt (İstanbul) Güneş için belediye başkanları bildirgesini imzalardım. Kadir Topbaş hala imzalamadı!

* Tam metin

2 yorum:

aslo dedi ki...

bu eylemcilerin neden orda oldukları belli..artık birilerinin kalkıp bişiler yapması gerekti,onlarda yaptılar hepimiz için herkes için,dünya için yaptılar..bence daha fazla konuşömaya gerek yok sonuna kadar desdkliyoum..

Ou-San dedi ki...

Ellerine sağlık Özgür...

"Barış için iklimi koru"

Mesajın tamamı, fotoğraflar ve videolar için :
http://www.greenpeace.org/turkey/news/obama