Bin Milyar Kere Bin Lombar

Özgür Gürbüz-Sabah Kitap/22 Mart 2008*
Tek bir izin gününüz varsa her şeyi en hızlı bir şekilde yapmaya çalışırsınız. Kitapevinde dolaştığım sırada ben de bunu yapmaya çalışıyordum ki, duyduğum garip sevinç çığlıkları beni ister istemez arka tarafa, çığlıkların geldiği yere götürdü. Elinde tuttuğu genişçe kitabı sağa sola sallayan ve tek ayağının üstünde zıplayan orta yaşlarında bir adam, çılgınlar gibi, “Bin milyar kere bin lombar, İşte Tenten’in aradığım macerası!” diye bağırıyordu. Üzerinde küresel ısınmaya inat olsun diye giyildiğini düşündüğüm kalın boğazlı bir kazak, kalın siyah sakalı ve yine siyah renkte denizci şapkası vardı. Yanında Tenten’in hayvan dostu Milu ve Profesör Turnesol da olsa, kitabevinde gördüğüm adamın Kaptan Haddock olduğuna yemin edebilirdim. Bildiğiniz gibi Tenten onlarsız yapamaz; Dupont ve Dupond kardeşleri de unutmamak lazım tabii.
Kitapevinden çıktığımda elimde Tenten’in ‘Sidney’e 714 Sefer Sayılı Uçuş’ adlı macerası vardı. Uzun yıllar Türkçe’ye Yapı Kredi Yayınları tarafından kazandırılan dünyaca ünlü kahraman Tenten’in maceraları bu defa İnkılap Kitabevi tarafından piyasaya sürüldü. Ela Güntekin tarafından çevrilen bu macera Tenten karakterinin yaratıcısı Belçikalı çizer Herge tarafından 1968 yılında mürekkebe bulanmış. Asıl adı Georges Remi olan çizer 1907 yılında Brüksel’de doğdu. Daha 16 yaşında çizgilerini basılı yayınlara sokmaya başlayan Remi, 1924 yılında kendi imzasını da yarattı. Ad ve soyadının baş harflerinin yerlerini değiştirdi (R.G), ve onların Fransızca telaffuzundan ilham alarak ‘Herge’i kendisine takma ad yaptı. 1926’da Tenten’in atası sayılan Totor karakterini yarattı. 1929’da ‘Tenten ve Karbeyazı’ ortaya çıktı ardından da Tenten’in ilk kitabı olan ‘Gazeteci Tenten, Sovyet Topraklarında’. ‘Sidney’e 714 Sefer Sayılı Uçuş’ macerasında da Tenten uzak diyarlara gidiyor. Düşündüğünüz gibi uçakta geçen bir macera değil bu. Tenten ve arkadaşları, Endenozya’nın gizemli adalarının birinde, şans eseri tanıştıkları ve sinsi bir tuzak sonucu kaçırılan milyoner Carreidas’ı (Hiç gülmeyen adam) kurtarmaya çalışıyor. Tabii, kendilerini de. Her ne kadar bir köpeğin “hayvan herif” diye sinirlenmesine pek anlam veremesem de, Milu’nun bu seride önemli bir rol oynadığını söylemeliyiz. Maceranın sonu Tenten öykülerinin sürpriz sonlarına alışmış olanları bile şaşırtacak türden bir sona sahip. Profesör Turnesol’un Kaptan Haddock ve milyarder Carreidas ile olan söyleşileri ise tam bir klasik. Tenten’in azılı düşmanı Rastapopulos’un başına gelenler de (kelimenin tam anlamıyla) Tenten severleri çok eğlendireceğe benzer.
Herge tarafından yaratılan Tenten karakteri, hem çizgi roman kültüründe hem de yakın politik tarih içerisinde önemli bir yere sahip. Genç, akıllı, gözüpek bir gazeteciyle onun sakar ve eğlenceli dostlarından bahsediyoruz. Maceraları, hayal gücünün sınırlarını zorlamakla beraber, sıradan insanların zeka ve becerileriyle kurtarılan hayatlardan, yardımlaşmanın ve şansın yardımıyla çözülen büyük sırlardan oluşuyor. Bu noktada Tenten’in Amerikalı rakiplerinden ayrılarak tam bir Avrupalı tavrı sergilediğini söylemek mümkün. Özellikle son döneme bakıldığında, Amerikan çizerleri tarafından yaratılan kahramanlar, Batman gibi birkaç örnek dışında insanüstü özelliklere sahip olmalarıyla öne çıkıyor. Birçoğunun ‘mutant’ olduğunu belirtmekte de yarar var. Buna karşın tıpkı Tenten’de olduğu gibi Avrupa’nın yarattığı karakterler ‘içimizden biri’ olmaya devam ediyor. Bir anlamda Hollywood ile Avrupa sineması karşılaştırmasına benziyor bu farklılık. Çizgi romana da yansımış olan Avrupalıların gerçek hayattan kahraman çıkarma isteklerine karşın Amerikalılar hep mucizevi yaratıkların kendilerini kurtarmalarını bekliyor. Kahramanların çoğu istem dışı etkilerle ‘süper” oluyor. Avrupa’da ise gelenek daha çok yaratıcılık ve zekayla ‘süper’ olma yolunda. Red Kit ve Tenten'de olduğu gibi. Asteriks’te bile sihirli iksirin arkasında yetenekli bir büyücü var doğaüstü güçler değil. Belki de Avrupa kökenli çizgi romanları farklı kılan bu insani yanları olmalı.
Tenten’in diğer çizgi romanlarından farkı ise hem çizerinin hem de kendisinin zaman zaman politik tartışmalar içerisine çekilmiş olması. Herge, özellikle ilk çizgileri sırasında sık sık Avrupalı olmayan karakterleri aşağıladığı yönünde eleştirilere maruz kaldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin yönetimindeki bir dergide Tenten öykülerini çizmeye devam etmesi ise hiç unutulmadı. En son olarak İngiltere’deki Irksal Eşitlik Komisyonu, Tenten Kongo’da kitabını ırkçılıkla suçlamış, kitabın satışının yasaklanmasını dahi istemişti. Bu suçlamalar karşısında İngiltere’nin iki büyük kitabevi, Borders ve Waterstones kitabın satışını durdurmadı ancak Tenten’in bu macerasını çocuk reyonlarından büyük reyonlarına taşıdı. Tenten’in politikayla olan ilişkisi bu karakterin sol ve sağ partilerce zaman zaman sahiplenmek istemesiyle tekrar kuvvetlendi. Her ne kadar Belçikalı bir çizer tarafından yaratılmış olsa da 1999 yılında Fransız Parlamento’sunda Tenten’in sağcı bir milliyetçi mi yoksa solcu bir yurtsever mi olduğu tartışıldı. Chirac taraftarları, onun Sovyet ve petrol zengini kapitalist ülkelerin karşısında olduğunu savundu. Lionel Jospin’in Sosyalist Partisi’nden Yann Galut ise Tenten’i merkez solda tanımladı. Hatta Fransa’daki 68 öğrenci olaylarının lideri, bugün Avrupa Yeşilleri Eş Başkanı olan ‘Kızıl Dany’ lakaplı Daniel Cohn Bendit’e bile benzetti.1 Aşırı sağcı eğilimiyle bilinen Le Pen’in Tenten’e sahip çıkması da Fransa için ayrı bir olay oldu.
Son olarak Tenten’in Steven Spielberg ve Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin yönetmeni Peter Jackson tarafından beyaz perdeye taşınmak üzere olduğunu da anımsatalım. Spielberg’in Tenten hayranı olduğu ve 25 yıldır onu sinemaya taşımak istediği biliniyor. Kağıt üzerinde durduğu kadar güzel durur mu bilinmez ama 200 milyondan fazla satan ve 50’inin üzerinde dile çevrilen Tenten kitaplarının okurları, meraktan bile olsa filmi izlemeye giderse salonların dolacağı kesin.
*** Kaptan Haddock’un Sözlüğü
Lombar: Gemi bordalarına, küpeştelerine açılan dörtgen biçiminde delik.
Zırtapozluk: Delişmen, zıpır, hayta.
Karabina: Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek, alaybozan.
Bocurgat: Ağır yükleri çekmek için manivelayla döndürülen ve döndürüldükçe, çekilecek şeyin bağlı bulunduğu urganı kendi üzerine saran çıkrık.
Satrap: Perslerde il yöneticisi, vali.
Kaşalot: (argo) Aptal, budala.
Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/
* Sabah Kitap'ta yazı kötü bir şekilde kısaltılmıştı, burada tamamı var.
1 Tintin on trial, BBC, 4 Şubat 1999

Hiç yorum yok: