Paramızla rezil oluyoruz.

Özgür Gürbüz-Analiz / 27 Ocak 2006

Ukrayna ile Rusya arasında fiyat anlaşmazlığından çıkan kriz, Avrupa'da doğalgazı en pahalıya alan ülkelerden biri olan Türkiye'yi, hem de parasını ödüyor olmasına rağmen vurdu. Yaklaşık bir hafta önce İran hattından gelen doğalgazın azalmasıyla başlayan sorun, gelen duyumlara göre, Ukrayna üzerinden gelen hatta meydana gelen kesintilerle krize döndü. Doğalgaz Kriz Masası'nın 2 gün önce yaptığı toplantı sonucu, İran üzerinden gelen 8 milyon meterküplük açığın Karadeniz'in altından geçen Mavi Akım ve Batı hattından gelecek 4'er milyon metereküplük ilave doğalgazla kapatılması planlanmıştı. Aynı zamanda doğalgaz kullanarak elektrik üreten bazı yap-işlet santrallere verilen gaz miktarında da yüzde 50'ye varan kısıtlamalara gidildiği bildirilmişti. Şimdi bu tedbirlerin yeterli olup olmadığı tartışılmaya başlandı. Marmara Ereğlisi'ndeki 1 milyar 600 milyon metreküplük kapasitenin 15 gün boyunca yeteceği söyleniyordu. Bu kapasitenin ne kadarının kullanıldığı da ikinci bir soru. Üçüncü soru ise daha fazla kesinti yapılmak zorunda kalırsa nereden yapılacağı. Türkiye 2004 yılında ithal edilen doğalgazın 13.5 milyar metrekübünden fazlasını çevrim santrallerinde elektriğe çevirmiş, 4.5 milyarını konutlarda, 3.8 milyarını ise sanayide kullanmış.

Görünen o ki, giderek azalan doğalgazı, çetin kış şartları altındaki konutların ısıtılması için ayıran yetkililer, doğalgaz kullanan otoprodüktörleri devreden çıkarmak zorunda kaldı. Kriz devam eder ve Türkiye'ye gelen doğalgaz miktarı arttırılamazsa, bunu büyük çevrim santralleri de izleyebilir ki, bu gerçekten Türkiye için büyük bir felaket olur. Sadece sanayide değil tüm Türkiye'de üretilen elektriğin yüzde 50'sine yakını doğalgaz çevrim santrallerinden sağlanıyor. Yine, ihraç edilen doğalgazın yarıya yakını elektrik üretimi için kullanılıyor. Kısaca, doğalgazı sadece ısıtma amaçlı kullanmanız da herkesin ısınacağı anlamına gelmiyor çünkü elektrikle ısınan kişilerin, olası elektrik kesintisiyle karşı karşıya kalması da sözkonusu. Tüm bu senaryolar, Türkiye'nin borularında ve Marmara Ereğlisi'ndeki tek deposunda ne kadar doğalgaz kaldığına ve daha da önemlisi Rusya ve İran üzerinden gelen doğalgazın ne zaman taahhüt edilen seviyelere geri döneceğine bağlı. Türkiye'nin enerjide doğalgaza olan bağımlılığını kısa sürede değiştiremiyeceği ortada. Doğalgaza bu kadar çok bağımlı olan bir ülkede doğalgaz deposunun düşünülmemiş olması da yine iyi bir yöneticilik örneği. 2001 yılında 34 milyar metreküp doğalgaz harcayan Fransa'nın, 15 deposunda 10 milyar metreküplük stoğu var. 95 gün, yani bir kışı geçirmesine yetecek kadar. Biz ise bu gidişle Cezayir'den gelecek gemilerin yolunu bekleyeceğiz. Dua edelim de rüzgar sert esmesin.

BORSA'ya gelenler
İran ve Ukrayna'dan gelen kesintiler yüzünden talebe yanıt veremeyen BOTAŞ'ın yaptığı zorunlu gaz kesintileri yüzünden doğalgazla çalışan birçok santral durmak zorunda kaldı. Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. borsaya yaptığı açıklamada, sözleşmeleri kesintisiz tarifeden olmasına rağmen BOTAŞ'ın doğalgaz satışını durdurması nedeni ile Bursa, Lüleburgaz, Kayseri ve Ankara'daki santrallerinde üretime son verdiğini açıkladı. Bursa'daki santral 90, Ankara’daki 55, Lüleburgaz’daki 66 ve Kayseri'deki ise 15 megavat kurulu güce sahip. Borsa'ya açıklama yapan bir başka kuruluş ise Kartonsan oldu. Kartonsan'da İzmit Kullar Köyü'nde kurulu olan 19 MW'lık kojenerasyon santralindeki faaliyetlerin, BOTAŞ'ın yeniden doğalgaz sevkiyatı sağlayacağı ikinci bir tarihe kadar durdurulduğunu söyledi. Türkiye'de otoprodüktör ve otoprodüktör grubu lisansı almış olan 200'e yakın santral var. Bunların 116'sı yakıt olarak doğalgaz kullanıyor.

Hiç yorum yok: