Türkiye'nin enerjide hedefi var mı?

Özgür Gürbüz - Analiz - Referans / 29 Mart 2006

Avrupa Birliği(AB), enerjide strateji değiştirdi ve kendine yeni hedefler koydu. "Avrupa için Enerji Politikası" adını verdiği yeni politikasında birçok uzman ve özellikle de yeni üye devletlerin, AB'ye getirdiği enerjide stratejik düşünme eksikliği eleştirisi yanıtlanmaya çalışılıyor. AB bundan böyle ortak kurallara sahip, şeffaf ve rekabetçi bir enerji piyasası yaratmak ve üye ülkelerin enerji güvenliğini sağlamak için sınırlarının ötesinde de çalışmayı planladığını açıklıyor. Özellikle Rusya'ya olan doğalgaz bağımlılığının Hazar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi diğer enerji havzalarından karşılanmasında Türkiye'ye çok iş düşecek. Tartışmaya açık olan tam rekabetçi bir piyasa vurgusundan ulusal korumacılığa karşı bir dizi önlem çıkması da olası.

Yeni planlarda AB, yenilenebilir enerji kaynaklarından yana olan tavrını sürdürüyor. 2015 yılı için rüzgar, güneş ve biyokütle gibi kaynaklardan sağlanan pay yüzde 15, ulaşımda biyoyakıtların payı ise yüzde 8 olacak. Daha da önemlisi, yaklaşan küresel enerji krizine çözüm olabilecek en ciddi seçeneğin, enerjiyi verimli kullanmanın, oldukça iddialı bir hedefle AB'nin gündemine getirilmesi. Tüm talep artışı tahminlerine rağmen AB 2020 yılında yüzde 20 oranında daha az enerji harcamayı hedefliyor. Türkiye bu konuda çok zayıf. Sanayileşmiş ülkeler içinde enerjiyi en kötü kullanan ülkeler arasında başı çekiyor.

Önümüzdeki 15 yılda 128 milyar dolarlık enerji yatırımı planlayan, kendisini AB'ye hazırlayan Türkiye'de, bu rakamın ne kadarı enerji verimliliğine ya da yenilenebilir enerjiye yönlendirilecek bilen var mı? Bu konuda Türkiye'nin, AB'yle örtüşen net ve ayrıntılı bir hedefi var mı? Daha da basitleştirelim. Bugün kaç kamu binasında, okulda ya da hastanede verimli ampullerin kullanılması, izolasyonun arttırılması için bir kampanya yapıldı. Kaçında, ne oranda elektrik tüketiminde düşüş sağlandı? Türkiye enerji açığını sadece yeni santraller kurarak ve dünyadaki gelişmelere gözlerini kapayarak çözmeyi amaçlıyor. Elektrikte cebimiz delik; ürettiğimiz elektriğin yüzde 19'u kayıp ve kaçak olarak boşa gidiyor. Bu oran OECD içinde yüzde 5-6'larda. Siz olsaydınız ne yapardınız, cebinizi mi dikerdiniz yoksa daha fazla para mı koyardınız?

Hiç yorum yok: